Mahmut Müdürüm bu sorunun üstesinden de gelecek!

Göreve geldiği günden beri Kırıkkale’nin başına musallat olmuş birçok derdi çözen,

Oturduğu koltuğu “işgal etmeyen”, koltuğun “hakkını veren”,

En zor zamanda, en sıkıntılı anda bile “Bu memleket bizim, bu vatana borcumuz” var düsturuyla hareket eden bir Emniyet Müdürümüz var…

***

“Açılım saçılım” safsatalarıyla Kırıkkale halkının sabrının sınırlarının sonuna kadar zorlandığı zamanları da gördük, o dönemde Kırıkkale halkını “provoke” edenleri de…

FETÖ’cü polislerin çevirdiği dolapları da gördük, terörist Fetullah’a “Fettoş” dedik diye kulağımıza gelen tehdit mesajlarını da…

Lakin Mahmut Müdürümün de ifade ettiği gibi,

“Onlar bizi iyi bilirler!!!”

***

Çok şükür, artık ne açılım safsatası var, ne de FETTOŞ yalakaları…

Uyuşturucu belası da darbe üstüne darbe yemeye başladı Mahmut Müdürle birlikte…

 

Daha ne isteyelim, aslan gibi bir Emniyet Müdürü ve gece gündüz demeden Kırıkkale’min huzur ve emniyeti için canını dişine takmış bir avuç kahraman polisimiz var bizim…

***

İşte bu aslanlar, bu kahramanlar şimdi de Kırıkkale’min kanayan yarası “Düğünlerde silah sıkma” saçmalığına son vermek için teyakkuzda…

Tespihi “sabır ve zikir” dışında her amaçla sallamayı delikanlılık zannedenlere,

Silahı da düşmana, haine, kansıza, şerefsize değil de düğünde “artistliğine” sıkmayı hüner sayanlara hiçbir zaman hoş gözle bakmadım, bakamadım, ısınamadım!

Ne derseniz deyin, iki tavır da asla ve asla delikanlılığın değil,

Kıroluğun, yobazlığın, medeniyetsizliğin, densizliğin, magandalığın göstergesidir!

***

Hep merak etmişimdir,

Asker, polis, istihbaratçı, özel güvenlik görevlisi ya da kanunların belirttiği şartlarda sürekli can güvenliği tehdit altında olan bazı özel devlet görevlileri haricinde bir insan neden belinde silah taşır?

Haaa, şunu anlarım:

Meskûn mahal dışında; dağda, bayırda, köyde filan yaşıyorsundur,

Ya da ne bileyim, yine kanunların bilgisi dâhilinde can güvenliğini alenen tehdit eden düşmanların vardır,

 

Terör saldırısına uğrama riski taşıyan bir bölgede yaşıyorsundur ya da böyle bir görevin vardır,

İşte o zaman elbette taşıyacaksın o silahı…

Yoksa bir insan ne diye belinde silahla gezer?

***

Babam 45 yıl Mühimmat Fabrikasında çalıştı.

Bırakın o ufak tefek silahları

Uçak bombalarının, havanların, roketlerin ya da aklınıza gelebilecek her türlü mühimmatın kalite kontrolünün yapıldığı birimin en can alıcı noktasındaydı.

Hani yerli silahlar bir yana, envaı çeşit yabancı silahlardan koleksiyon yapabilecekken 45 yıl boyunca bizim evimize bir mermi çekirdeği dahi girmedi! Belki de merakımız olmasın, heveslenmeyelim diye, evimize bir tek mermi çekirdeği bile sokmadı benim babam.

Ve bugün ben de silahların patladığı bir düğün, en yakınımın bile olsa, patlayan silah kurusıkı da olsa orada durmuyorum arkadaş! Bir tek kurşun patladığı anda terk ediyorum o düğünü! Ben düğüne eğlenmek için gitmişim, çoluğumun çocuğumun canını bir sarhoşun, bir kendini bilmezin silahından çıkacak kurşuna feda etmek için değil!

Keşke benim bu tepkimi herkes gösterse, emin olun bir tane silah sıkan kalmaz düğünlerde!

***

Her yıl yüzlerce insanımızın yaralanmasına, sakat kalmasına, hatta ölümüne sebep olan rastgele havaya ateş açma, düğünlerde silah sıkma gibi saçma sapan alışkanlıklarımızı bir kenara bırakalım!

Mermiye harcayacağımız parayı bir zarfın içine koyup geline, damada düğün hediyesi yapalım!

 

Bırakın caka satmak için “kaç kurşun yaktığınızı” hesap etmeyi, düğünde ne kadar eğlendiğinizi konuşsun insanlar!

Aksi halde, Kırıkkale’min yiğit Emniyet Müdürü Mahmut Çorumlu, öyle ya da böyle bu işin de üstesinden gelecek! Sonra kimse kırılıp darılmasın!

Bu yazı toplam 3 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi