Öztürk: “Kadın çiftçilerimiz olmaza olmazımızdır”

KADIN ÇİFTÇİLERİN TARIMDAKİ YERİ
“Dünyada ve ülkemizde tarımsal üretimde, beslenmede, gelecek nesillere bilgiyi aktarmada, çocuk eğitiminde, hasta ve yaşlı bakımında kadınlar en önemli katkıyı sağlıyor” diyen Öztürk, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Kırsaldaki kadınların güçlendirilmesi, tarımsal kalkınma ve toplumsal refahın sürdürülebilirliği açısından büyük önem taşıyor. Ancak kadın çiftçilerimiz, üretimin merkezinde olmalarına rağmen sosyal güvenlikten yeterince yararlanamıyor; ekonomik ve toplumsal olarak ikinci planda kalıyor. Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Ziraat Odaları Bilgi Sistemi (ZOBİS) verilerine göre, 2024 yılı itibarıyla Türkiye genelinde 754 Ziraat Odamıza kayıtlı 956 bin 643 kadın çiftçi bulunuyor. Bu rakam, tüm üyelerin yüzde 18,14’ünü oluşturuyor.”
SOSYAL DOKUSUNU DA TEHDİT EDİYOR
Öztürk, konuşmasında şu ifadelere yer verdi; “Çiftçilerin yaş ortalaması 59’a yükseldi. Erkek çiftçilerin yaş ortalaması 58, kadın çiftçilerimizin yaş ortalaması 61’dir. Yaş dağılımı tarımsal nüfusun hızla yaşlandığını gösteriyor. Çiftçilerimizin; yüzde 35’i 65 yaş ve üzerinde, yüzde 35’i 50–64 yaş aralığındadır. Yalnızca yüzde 5’lik bir oran 18–32 yaş grubundadır. Bu tablo, tarım sektöründe genç nüfusun hızla azaldığını ve üretimin geleceği açısından ciddi bir sorun oluştuğunu gözler önüne seriyor. Son 30 yıldır hiç doğum gerçekleşmeyen köylerimiz bulunuyor; kış aylarında tamamen boşalan köylerin sayısı artıyor. Bu durum yalnızca üretimi değil, kırsal yaşamın sosyal dokusunu da tehdit ediyor.
GELİR YETERSİZLİĞİ NEDENİYLE SİSTEM DIŞINDA KALIYOR
“Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) 2024 yılı verilerine göre; Türkiye’de 4/B kapsamındaki 427 bin 298 zorunlu tarım BAĞ-KUR’lu çiftçinin yüzde 24,69’unu yani 105 bin 478’ini kadın çiftçilerimiz oluşturuyor. Veriler karşılaştırıldığında kadın çiftçilerin yalnızca yüzde 11’i Tarım BAĞ-KUR primini ödeyebiliyor, geri kalan büyük çoğunluğu gelir yetersizliği nedeniyle sistem dışında kalıyor. 2024 yılı itibarıyla Tarım BAĞ-KUR prim tutarı aylık 8 bin 971,90 lira, indirimli olarak 7 bin 671,60 liradır. Bu prim tutarları, düşük gelirli çiftçilerimiz için büyük bir mali yük oluşturuyor. Özellikle de kadın çiftçilerin sosyal güvenlik sistemine dahil olmasını zorlaştırıyor.”
KADIN ÇİFTÇİLERİN SOSYAL GÜVENCE SORUNU
“Kadın çiftçilerin büyük bölümü aile işletmelerinde ücretsiz aile işçisi statüsünde çalışıyor. Emekleri çoğu zaman ‘aile içi katkı’ olarak görülüyor, bu da onların üretici kimliğini gölgeliyor. Kadın çiftçilerimizin ekonomik ve sosyal statülerinin güçlendirilmesi, kırsalda göçün önlenmesi ve tarımsal üretimin sürdürülebilirliği açısından hayati önemdedir.
Anayasa’nın 10. maddesi kadın-erkek eşitliğini, 60. maddesi ise sosyal güvenlik hakkını güvence altına alıyor. Buna rağmen, kırsaldaki kadınlarımızın büyük çoğunluğu hâlâ sosyal güvenceye sahip değil. Bu tablo, sadece bir tarım meselesi değil, aynı zamanda kırsal sosyo-ekonomik bir sorundur. Sorunun çözümü, kapsamlı ve sürdürülebilir politikaların geliştirilmesini gerektiriyor” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.