Ramazanda Beslenme

Uzun saatler aç kaldığımız, beslenme düzenimizin oldukça değiştiği Ramazan ayında dengeli beslenmek çok daha büyük önem taşıyor. Normal günlerde, herhangi bir öğünde eksik aldığımız bir besin ögesini gün içinde ara öğünlerde veya diğer ana öğünlerde tamamlama fırsatımız oluyor. Ancak ramazan ayında öğün sayımız sınırlanıyor. Bu nedenle yeterli ve dengeli olarak planlanmış  iftar ve sahur olmak üzere en az iki öğünün tamamlanması gerekiyor.
•    Sahurda nasıl beslenilmeli, nelere dikkat edilmeli?
Öncelikle sahur kesinlikle atlanmamalıdır, sahur yapılmadığında veya sadece su tüketildiğinde açlık süresi daha da uzamaktadır. Bu da kan şekerinin daha erken düşüşüne, sağlık durumunun bozulmasına ve verimlilikte düşüşe neden olmaktadır. 
Sahurda tüketilen besinlerin içeriği de bir o kadar önemlidir. Gece metabolizma hızı azaldığı için ağır yemeklerden oluşan bir öğün tercih edildiğinde, yemeklerin yağa dönüşme hızı ve kilo alma riski artmaktadır. Bu nedenle aşırı yağlı ve tuzlu besinlerden uzak durulmalıdır. Sahur olarak kahvaltı tercihi yapabileceğimiz gibi, kahvaltı yerine normal bir öğün de yapılabilir. Kahvaltı tercih etmek isteyen bireyler süt, yoğurt, peynir, yumurta, söğüş sebze, koyu yeşil yapraklı sebzeler, tam tahıllı ekmekler gibi besinlerden oluşan hafif bir kahvaltı yapabilir. Normal bir öğün tüketmek isteyen bireyler çorba, zeytinyağlı sebze yemeği, yoğurt, salata, tam buğday ekmeğinden oluşan bir öğün yapabilir. Yemek yemenin bitirilme zamanının da çok önemli olduğunu vurgulamak gerekir. Yatmadan yarım saat önce sahur öğününün bitirilmesi hem sindirim sisteminin desteklenmesi hem de sağlığın korunması adına çok önemli bir uygulamadır.
Bunların yanı sıra sıvı alımının desteklenmesi sahur açısından çok önemlidir. Günlük sıvı gereksiniminin tamamının sahurda tüketilmemesi, iftar ve sahur arasında dengeli şekilde aralıklı olarak tüketilmesi gerekmektedir. Yeterli sıvı alımı sindirimin desteklenmesi ve sağlığın korunması adına yararlı olacaktır.
•    İftarda nasıl beslenilmeli, nelere dikkat edilmeli?
İftar ortalama 15-16 saatlik açlığı takiben vücudun sıvı ve besinle karşılaştığı vakittir. Ramazan döneminde yeterli ve dengeli beslenmenin sürdürülmesi çok önemlidir, iftar da bu noktada kritik bir role sahiptir.  İftarda kan şekeri çok düşük olduğundan kısa sürede çok miktarda besin tüketme isteği doğmaktadır. Yapılan en büyük hatalardan birisi de çok hızlı bir şekilde, çok yüksek miktarda besin tüketmektir. Tek seferde büyük porsiyonlar yerine, iftardan sonra aralıklı ve her seferinde küçük porsiyonlar şeklinde beslenilmelidir. Çok hızlı tüketim yapmak hem sağlık açısından risk oluşturabilir hem de ilerleyen günlerde vücut ağırlığında artışa neden olabilir. 
İftarın açılmasıyla beraber sıvı alımının sağlanması, çorba içilmesi ve 10-15 dakika aralık bırakılması gerekir. Devamında tüm besin gruplarından yeterli şekilde almaya özen gösterilmelidir. Bunlar süt ve süt ürünleri; et, tavuk, yumurta, kurubaklagiller; ekmek ve tahıllar; mevsimine uygun sebze ve meyve grubudur. Kan şekerini hızlı bir şekilde yükselten beyaz ekmek, pirinç pilavı, kızarmış patates gibi yiyeceklerden uzak durmak faydalı olacaktır. Bunların yerine bulgur pilavı, tam tahıllı ekmek ve makarna tercih edilebilir.
Yemeklerin hazırlanması da çok önemli bir konudur, besin hazırlamada daha sağlıklı olan haşlama, fırında, buğulama, ızgara gibi yöntemlerin kavurma, kızartma gibi yöntemlere tercih edilmesi çok daha doğu olacaktır. Susamanın azaltılması, ödem riskinin azaltılması, sağlığın desteklenmesi ve korunması adına yemeklerin tuzsuz, mümkünse baharatsız, kremasız hazırlanması fayda sağlayacaktır.
Konu tatlılara gelince ise sütlü tatlıların hamur ve şerbetli tatlılara kıyasla daha sık tercih edilmesi gerekir. Vücut ağırlığı denetimi konusunda bunların da tüketiminin sınırlı olması gerekir. Bunun yanı sıra sütlü tatlılar da dahil olmak üzere, tatlı grubunun yerine lifli besinler olan taze ve kuru meyveler tercih edilebilir. 
•    Ramazan ayında yeterli sıvı alımı nasıl sağlanmalı?
Gün boyu susuz kalan vücudumuzun sıvı gereksinmesinin sağlanması oldukça önemlidir. İnsan vücudunun sıvı gereksinmesi yaşa, cinsiyete, hastalık durumuna, mevsime, aktivite duruma ve çevresel faktörlere göre değişkenlik göstermekle birlikte ortalama olarak 12-14 su bardağı olup bunun da 8-10 su bardağının saf su olarak tüketilmesi çok önemlidir. Sıvıların tek seferde değil aralıklarla tüketilmesi gerekir. Sıvı gereksinmemizi destekleyecek olan komposto, hoşaf, ayran gibi sıvıların tercih edilmesi de iyi bir strateji olacaktır. 
•    İftar ve sahur arasında nasıl beslenilmeli, nelere dikkat edilmeli?
İftar ve sahur arasında ara öğün yapılabilir. İftarda tüketmek yerine meyveli tatlı, sütlü tatlı, güllaç, muhallebi, sütlaç gibi tatlılar ara öğün olarak tüketilebilir. Komposto, hoşaf gibi seçenekler sıvı ve besin ögesi gereksinmemizi destekleyebilir. Bunun yanında özellikle meyve, kuru meyve, taze sıkılmış meyve ve sebze suları tercih edilebilir. Ancak burada özellikle ramazan döneminde çok yaygın görülen kabızlık problemini önlemek için  meyve ve sebzelerin suları yerine kendilerinin tüketilmesinin posa açısından faydalı olacağı bilinmelidir.
Ek olarak özellikle iftar ve sahur döneminde sıcak içecek olarak geleneksel beslenmemizde yer alan içeceklerin tüketilmesinde de dikkat etmemiz gereken hususlar vardır. Çay ve kahve gibi bazı içeceklerin yüksek miktarlarda tüketimi vücuttan sıvı kaybına neden olabilir. Bunu engellemek açısından diüretik etkiye sahip bu içeceklerin tüketiminin sınırlandırılması ve daha açık demde çay tüketilmesinde de fayda vardır.
•    Ramazan ayında zayıflamak için diyet yapılabilir mi?
Oruç bir zayıflama yöntemi olarak düşünülmemelidir. Ancak Ramazan ayında besin ögelerinin alımı yeterli düzeyde sağlanarak zayıflama diyeti uygulanabilir. Bu noktada vücut ağırlığı kaybı sağlamak isteyen bireylerin bir beslenme ve diyet uzmanından danışmanlık alması gerekmektedir. Bireye özel olarak ramazana uygun bir beslenme programı takip edilebilir. 
•    Ramazan ayında fiziksel aktivite yapılabilir mi?
Ramazan ayında fiziksel aktivite yapılabilir. İftardan yaklaşık 1,5-2 saat sonra hafif tempolu bir yürüyüş yapılması sindirimin desteklenmesi, sağlığın korunması ve vücut ağırlığı denetiminin sağlanması açısından faydalı olacaktır. Ancak diğer aktivite türleri için özellikle kronik hastalığı olan bireylerin dikkat etmesi ve mümkünse hekimlerine danışarak bu aktivitelerini sürdürmeleri gerekir. Bu noktada uzman danışmanlığı şarttır.
•    Ramazan ayında sindirim sorunları olursa beslenme açısından neler yapılabilir?
Ramazan ayında sindirim problemleri çok yaygın bir şekilde görülür. Gastrit, reflü, mide yanması, mide ekşimesi, karın krampları ve kabızlık dahil olmak üzere çok yaygın olarak sindirim problemlerinin görüldüğünü söyleyebiliriz. Bunu etkileyen pek çok faktör vardır. Öğün sayısının azaltılması, su tüketiminin ve aktivite düzeyinin azaltılması, Ramazan ayı ile ilişkili olabilen bazı metabolik değişiklikler örnek olarak verilebilir. Bu durumların önüne geçmek için yemekler baharatsız, acısız, kremasız, salçasız şekilde hazırlanabilir. Yağda kızartma, kavurma gibi hazırlama yöntemlerinin yerine daha sağlıklı pişirme yöntemleri kullanılarak mevcut yağ alımı azaltılabilir. Posa alımı daha yüksek olacak şekilde tam buğday ve tam tahıl ürünlerinin, sebze ve meyvelerin tüketimi artırılabilir. Günde 12-14 su bardağı olacak şekilde sıvı alımının sağlanması da özellikle kabızlığın önlenmesi açısından çok önemlidir.
 

Bu yazı toplam 51 defa okunmuştur
Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Zengin Arşivi