Ramazan Can: Sayın vekiller oylamaaa!

Ramazan Can: Sayın vekiller oylamaaa!
‘Atom karınca’ diyen de var, ‘mübaşir’ diyen de… Vekil Ramazan Can’ın, günlük mesaisinin büyük bölümü oylamalar için ‘milletvekili bulmakla’ geçiyor…

‘Atom karınca’ diyen de var, ‘mübaşir’ diyen de… Vekil Ramazan Can’ın, günlük mesaisinin büyük bölümü oylamalar için ‘milletvekili bulmakla’ geçiyor… AK Parti Kırıkkale Milletvekili ve namıdiğer ‘Meclis’in mübaşiri’ Ramazan Can, TBMM’de yorucu ve ilginç bir görev yürütüyor. Can’ın, günlük mesaisinin büyük bölümü oylamalar için ‘Milletvekili bulmakla’ geçiyor. Hızlı hareket etmesi ve sürekli koşuşturması sebebiyle ‘Atom Karınca’ olarak da anılan Can, yaptığı görevi ‘Grup yönetimine lojistik destek vermek’ olarak tanımlıyor. AK Parti’nin kurulduğu 2002 yılında önce kurucu il başkanı olan, ardından da 3 Kasım 2002 seçimleri ile Meclis’e Kırıkkale Milletvekili olarak giren Can, son 8 yıldır AK Parti Grup Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yapıyor. Herhangi bir oylama için, kulisten ve kulisin açıldığı bahçe ve salonlardan bir dakikalık süre içinde milletvekilli arkadaşlarını Genel Kurul’a toplamak için âdeta maraton koşuyor. ‘Oylamaaaa!’ diye bağırdığı anda, milletvekilleri hızla Genel Kurul’a koşuyor. AK Parti milletvekilleri el kaldırıp indirirken, Ramazan Can’ın elini takip ediyor. Muhalefet milletvekilleri ise kendi aralarında ‘Ramazan Bey neye elini kaldırırsa, siz tersini kaldırın’ diye birbirlerini uyarıyor. Seçim bölgesi Kırıkkale, Ankara’ya bir saatlik uzaklıkta olunca günlük ziyaretçi sayısı da diğer vekillere göre daha fazla olan Can, geçtiğimiz dönem AK Parti’nin en devamlı ilk 10 milletvekili arasında da yer almıştı. AK Partili Can ile Meclis çalışmalarını, yaptığı görev sebebiyle başından geçen ilginç olayları, yaşadığı zorlukları konuştuk. Can’ın sorularımıza verdiği cevaplar şöyle: Grup yönetim kurulu üyesinin görev tanımı tam olarak nedir? Bir anlamda grup başkanvekillerinin sağ kolu gibi mi çalışıyorsunuz? Öyle de denebilir. Biz 15 kişiyiz. Nöbetleşe grup başkanvekillerine yardım ediyoruz. Ben genellikle nöbet sırasını da beklemeden hemen hemen her gün nöbetçiymiş gibi çalışmaya gayret ediyorum. Meclis çok dinamik bir yapı, dolayısıyla gündem bir anda savrulabiliyor. Ani gelişmelere hazırlıklı olmak gerekiyor. O anı okumak lazım. Biz o anı okuyoruz ve yaşıyoruz. Spontane gelişmelere karşı da tedbir alıyoruz. Dolayısıyla grup başkanvekillerimize bir anlamda lojistik destek sağlıyoruz. Önergelerin takibi, konuşmacıların belirlenmesi, konuşmacı geldi mi gelmedi onların takibi, her an usul tartışmaları açılabilir, onunla ilgili iç tüzükteki nerede hüküm vardır ne yapılabilir, bütün bunları takip ediyoruz. İÇ TÜZÜK USTASI Bütün bu görevleri yerine getirirken, bir anlamda iç tüzüğü çok iyi bilmek, Meclis’in teamüllerini iyi bilmek gerekmiyor mu? Tabii ki gerekiyor. Yani Genel Kurul’un gündeme ilerlerlerken, bir sonraki aşamada ne olacağını bilip, ona göre hazırlıklı olmanız gerekiyor. Planlama yapacaksınız. Mesela bir sonraki aşamada, söz hakkı talepleri olacaksa, bunu bilip Başkanlık Divanına gidip, söz hakkı isteyeceksiniz. Bunu yapmazsanız, Genel Kurul’da sizin konuşma hakkınızı da başka birine verirler. Genel Kurul çalışmaları başlayana kadar, öncesinde bir mutfak hazırlığı yapılıyor. Bu mutfak çalışmasını takip ederseniz, genel kurulda işiniz daha kolay olur.  Grup başkanvekilleri genel siyaset içinde çok yoğun oluyorlar, bazen boşluk oluşuyor. Oradaki boşluğu bizim kapatmamız lazım. Teşbihte hata olmaz. Surda gedik açılıyorsa, bu açığı biz yamıyoruz. VEKİLLER SESİNE KOŞUYOR Sizi daha çok Genel Kurul kapısından hızla çıkıp  ‘Sayın milletvekilleri oylamaaaaa’ diye bağırırken görüyoruz… Evet, çünkü Genel Kurul’da çalışmalar sürerken, milletvekili arkadaşlarımızın büyük bölümü salonda oturmuyor. Kulislerde veya odalarda, bahçede diğer işleri ile de ilgileniyorlar. Ama bir oylama yapılacağı zaman, iktidar partisi olarak bizim milletvekilleri olarak çoğunluğu sağlayıp genel kurulda olmamız lazım. Bu sebeple de oylama yapılacağı zaman, ben koşarak çıkıyorum ve milletvekillerini içeri çağırıyorum. Çünkü oylama için çok kısa süre oluyor. Ses tonum da biraz yüksektir. Bağırdığım zaman kuliste oturan tüm milletvekilleri benim sesimi duyar ve içeri girerler. KENDİ OYUMU KULLANAMADIM Koşturma içinde, sizin yetişemediğiniz oylama oldu mu? Bir keresinde kritik bir oylama için bahçedeki arkadaşları çağırmaya çıktığımda, oylamaya kendim yetişemedim. İçeri girdiğimde oy kullanma süresi bitmişti. Böyle şeyler de yaşıyoruz. MECLİS’İN MÜBAŞİRİ Arkadaşlarınız yaptığınız görev nedeniyle çeşitli nitelemeler de yapıyorlar sizinle ilgili. Mesela ‘Mübaşir çağırıyor’ gibi.. Meclis Başkanlık Divanını, mahkemeye heyetine benzetirsek, grup başkanvekilleri avukat, biz de avukatlara yardım eden mübaşirleriz. Aslında takım oyunu bir anlamda. Futbol takımı gibi düşünün, 11 oyuncusu var ama arka planda çantacısından, masörüne kadar bir sürü insan var. Biz de takım oyunun bir parçasıyız yani. Gerçekten de çok severek yapıyorum işimi. Evet, milletvekili arkadaşlarımız, büyüklerimiz zaman zaman espri olsun diye benim sesimi duyunca ‘Mübaşir çağırıyor’ derler. ERDOĞAN VE YILDIRIM’A DA SESLENMİŞ Geçmişte özellikle de anayasa oylamalarında Sayın Cumhurbaşkanı da Meclis’te olurdu. Onu da içeri çağırdığınız olmuş mudur? Anayasa oylamaları sırasında böyle bir şey oldu. Başbakanlığı döneminde, sayın cumhurbaşkanı da kuliste oturuyormuş milletvekilleri ile. Ben bağırınca, Cumhurbaşkanımız ‘Hayırdır ne oluyor’ demiş. Grup Başkanvekillerinden biri de beni ‘Ramazan, Cumhurbaşkanı burada’ diye uyarınca, ben ‘Ne güzel işte sayın cumhurbaşkanı da görsün. Milletvekillerimizin oylama için içeri girmesi gerekiyor” dedim. Cumhurbaşkanı ‘Doğru söylüyor, herkes içeri’ dedi. Ardından da kendisi Genel Kurul’a girdi.  Binali Bey’in başbakanlığı sırasında da, oylama için seslendiğimde, yanındakilere ‘Emir yüksek yerden, mübaşir çağırıyor içeri girelim’ demişti. 15 TEMMUZ’DA MECLİS’E İLK GELENLERDEN 15 Temmuz’daki FETÖ darbesi sırasında Meclis’e ilk gelen isimler arasında yer alan Can, o gece yaşadıklarını ise “Bombalar atılırken, Meclis’te her şeyi göze almıştık” sözleri ile anlattı. ‘Korkmadınız mı?” sorusuna, “Hayır korkmadım. Ölüm korkusu yaşamadım.  Burada bulunan herkes o gece ölümü de satın almıştı. Bunu gururla söylüyorum. Şehit olmayı göze almıştık” cevabını verdi. ‘CAN SİZİ ÇAĞRIYOR’ Milletvekilleri sizin sesinize alışkın, başkaları seslenince çok da rağbet etmiyorlar mı acaba? Öyle demeyelim de. Bir keresinde benim yurt dışı görevim vardı. Başka bir grup yönetimi kurulu üyesi arkadaşımız, milletvekillerini oylamaya çağırmaya çıkmış. Birkaç kez seslenmiş bakmış pek de hareket olmuyor. En sonunda, bağırarak ‘Sayın Milletvekilleri Ramazan Can’ın selamı var. Sizi oylamaya çağırıyor” deyince; milletvekilleri ancak o andan sonra Genel Kurul’a girmiş. ARINÇ YERİNDEN SIÇRAMIŞ Seslenmeniz sırasında, yerinden sıçrayan milletvekillerine şahit oluyor musunuz… Evet, bazen oluyor. Hatta Bülent Arınç geçmişte, bir işle uğraşırken dalmış sanırım. Benim sesimi duyunca da irkilmiş ve sıçramış. Hatta yanındakilere ‘Bu arkadaştan önce bu görevi kim yapıyordu ya, yerimizden fırlattı bizi’ diye espri yapmıştı. Koşturarak oy vermeye gelenlerden, düşüp bileğini kıran milletvekilleri de olmuştur bu geçen süreçte. Son 20 saniye diye bağırmıştım ve milletvekili arkadaşımız paniklemiş ve düşmüştü. YÜCEL KAYAOĞLU

ramazancannn.png

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.