Güven'siz Şehir...

Güven'siz Şehir...

Aslen Elazığlı MKE işçisi bir babanın çocuğu olarak Kırıkkale’de doğdu ve büyüdü. Ama kendisini hep öz Kırıkkaleli olarak gördü.  Spora ilgisi küçük yaşlarda başladı. Futbol, basketbol, voleybol, softbol, masa tenisi gibi sporlarla ilgilendi. Bu sporların arasında ilgisini en çok basketbol çekti. Uzun yıllar aktif basketbol oynadı. Bu sporu öylesine sevdi ki aktif oyunu bırakınca antrenörlük belgesi alıp basketbolcu yetiştirmeye, bilgi ve birikimini genç kuşağa aktarmaya karar verdi. Gençlere ve çocuklara basketbolu sevdirdi. Başarılı da oldu. Türkiye liglerinde oynayan birçok profesyonel basketbolcu yetiştirdi. Yetmedi, Kırıkkalegücü Spor Kulübünü kurdu. Hem başkanı hem antrenörü oldu. Kırıkkale’de basketbolun gelişmesi için çok uğraştı. 21 yıldır kesintisiz bu görevi sürdürdü. Erkekler Türkiye Basketbol 3.liginde 7 yıl, bayanlar Türkiye Basketbol 2.liginde 3 yıl profesyonel olarak, üstelik basketbol alanında büyük yatırımlar yapan ciddi rakiplerle mücadele ederek başarı ve gururla Kırıkkalemizi temsil etti. İşini çok ciddiye aldı. Aktif NBA oyuncusu Juan Carlos Navarro’nun üst üste 21 üçlük serbest atış attığını duydu. Ben de atarım dedi. İnat etti, çalıştı. Youtube’da videosu var. 49 yaşında, 26 adet peş peşe üçlük attı. Bırakın Türkiye’yi Avrupa’da en büyük şut yüzdesini yakaladı. Dünya rekoru kırdı. Guinness Rekorlar Kitabı'na girmek üzere girişimde bulundu. Ancak maddi imkânsızlık nedeniyle başarısını tescil ettiremedi. Sporun yalnızca futboldan ibaret olmadığını, şans verildiğinde, ilgi gösterildiğinde basketbolda da başarı gelebileceğini, kolaylıkla bir şehrin reklamının yapılabileceğini, hatta bu alanda tarih yazılabileceğini kanıtladı. Ama spor hayatında birçok engelle karşılaştı. Bir türlü şehir yöneticilerinin desteğini alamadı. Yalnızca Kırıkkale Belediyesi ara sıra eşofman, malzeme, araç gibi küçük yardımlarda bulundu. Yardım ve bağışlar dışında ciddi anlamda bir destek göremedi. Maddi destek olmadan basketbol faaliyetlerini yürütemedi. Çok uğraştı ama olmadı. Acı bir tecrübe ile emeklerinin karşılığını alamadığını gördü. Elinde olmadan, üzülerek 2005 yılında profesyonel liglerden çekilme kararı aldı. Şehrin spor alanında profesyonel olarak temsil edilmesi, çocuklarımızın ve gençlerin spora yönelmeleri ve kötü alışkanlıklardan uzaklaşmaları için çok çaba gösterdi, çok özveride bulundu. Örneğin arabası yoktu. Antrenman için evinin bulunduğu Çarşamba pazarından Başpınar Kapalı Spor Salonuna kadar yaklaşık 30 yıl boyunca günlük 8 km yürüyerek gidip geldi. – “Hocam araban olsa yürür müydün” diye sordum. –“Yine yürürdüm, ben sporcuyum, yürüyüş de bir spordur” dedi. Yeri geldi, imkânsızlıktan takımı yanı başımızdaki Ankara’ya dahi maça götüremedi. Ama asla yılmadı. Dile kolay. Tam 21 yıl çeşitli yardım ve bağışlarla basketbol faaliyetlerini yürütmeye çalıştı. Tamamen ikili ilişkileri, samimiyeti, nazik yapısı ve ikna kabiliyeti ile türlü türlü engelleri aşmayı başardı. Bu şehir adına, şehrimize ve gençlerimize değer katacak önemli ve gerekli birçok proje geliştirdi. Başpınar Kapalı Spor Salonunun şehir merkezine uzak olması, çocukların ulaşımda sıkıntı yaşaması nedeniyle merkeze bir spor salonu yapılması gerektiğini birçok kez dile getirdi. Kamuoyu oluşturdu. Durum yerel basında birçok defa yer aldı. Ama talebi karşılık bulmadı. Yine çocukların spora yönelmesi, özellikle çağımızda artış gösteren alkol, uyuşturucu ve kötü alışkanlıklardan uzaklaşmaları, fazla enerjilerini boşaltmaları için semt sahaları projesini gündeme getirdi. Her semte bir spor sahası gerektiğini belirtti. Maalesef proje karşılık görmedi. Öte yandan Türkiye`de bir ilk olarak “40 köy 40 basketbol” projesini geliştirdi. Kırıkkale’de bulunan 40 köye basketbol okulu ile birlikte spor malzemesi dağıtımı yapmak üzere yola çıktı. Basketbol dersi ile bugünün küçükleri, yarının büyüklerinin gelecekte önce ahlâklı birer sporcu, sonrasında birer basketbolcu olmalarını sağlamaya çalıştı. Köyleri tek tek gezdi. İlk kez forma giyerek bir takım halinde basketbol oynayan öğrencilerin mutluluğunu görmek ona yetti. 40 köyde 40 takımı kurduktan sonra Kırıkkale genelinde yapacağı bir festivalde köy takımlarını kaynaştıracaktı. Sonrasında amaç projeyi tüm Türkiye`ye yaymaktı. Oluşacak takımlara forma ve top desteğine ihtiyaç vardı. İş adamlarından, sporseverlerden ve medyadan destek istedi. Yine olmadı, destek gelmedi. 13 köyden sonra proje tıkandı. Yetmedi. Yalnızca Kırıkkale için değil Türkiye için bir değer olma adına olumlu işler başardı. 11 yıldır Kırıkkale gibi küçük bir şehirde ulusal düzeyde “Yılın Spor İnsanları Ödülleri” verdi. Ödüle layık görülen, spor adamları başta olmak üzere Türkiye’nin tanıdığı önemli isimleri Kırıkkale’ye getirdi. Şehrimizin tanıtımını yapıp tüm ülkeye ismini duyurdu. Ulusal ve uluslararası düzeyde “Terör bitsin. Silahlar sussun. Basketbol konuşsun.” projesini geliştirdi. Yıllarca terörle mücadele eden başta ülkemiz olmak üzere Orta Doğu ülkelerinin ulusal basketbol milli takımlarını ülkemize davet ederek Orta Doğu 15 Temmuz Barış Kupası düzenlemek için girişimler başlattı. Her ne kadar adı basketbol ile anılsa da sporcu kişiliğiyle diğer spor dallarına da destek verdi. Özellikle Kırıkkalespor için de çok emek verdi. GÜVEN GÜNDÜZ. Kırıkkale’de basketbol deyince akla gelen ilk isim. Namı diğer Güven Hoca. Yukarıda belirttiğim üzere, hayatı boyunca başarı öykülerine imza atan Güven Hoca, ne yazık ki bu şehirden beklediği desteği göremedi. Yalnız kaldı, küstürüldü. Burada en büyük sorumluluk Kırıkkale Belediyesine ve idarecilere düşüyor. Türkiye genelinde neredeyse tüm belediyelerce açılan yaz spor okulları maalesef Kırıkkale Belediyesince açılmıyor. Yine birçok belediye bünyesinde bulunan Spor İşleri Müdürlüğü Kırıkkale Belediyesinde yok. Yalnızca futbol veya basketbol değil. Tüm spor dallarında bu şehrin en iyi şekilde temsil edilmesi gerekiyor. Bu şehirden çıkacak yeteneklerin değerlendirilmemesi, bu yetenekleri keşfedecek hocalara şans verilmemesi son derece üzücü. Aslında Kırıkkalegücü Spor Kulübü tarafından ulusal düzeyde düzenlenen ve önemli isimlerin katıldığı ödül törenine Vali, Belediye Başkanı, sivil toplum kuruluşları ve şehrin önde gelen isimlerinin katılmaması durumu özetliyor. Kendisine bu şehirde sahip çıkılmayan, hak ettiği değer verilmeyen Güven Hoca, şimdi kendisine başka şehirlerden gelen teklifleri değerlendiriyor. Büyük ihtimalle Hatay Büyükşehir ya da Edremit Belediyesi ile anlaşacak. Aslında kendisini Kırıkkalenin sahiplenmesi, ait olduğu yerde hak ettiği değeri görmeyi bekliyor. Büyük ihtimalle bu değeri yakın zamanda kaybedeceğiz. Zaten bir şeyin değerini kaybedince anlıyoruz. Deniz olmayan yerde martının işi ne diyebilirsiniz. Kim bilir belki de martı Kızılırmak sevgisi için Akdenizden, Egeden vazgeçer. Bir gün senin Kırıkkalegücü formasıyla, en güzel yerlerde bu şehri temsil etmek, Anadolu Efes, Galatasaray, Fenerbahçe gibi Türkiye’nin önde gelen basketbol takımlarına karşı mücadele ettiğini görmek ümidiyle. Allah yardımcın olsun hocam…

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.