MHP’den kadın ve çocuk istismarına dur diyecek kanun teklifi

MHP’den kadın ve çocuk istismarına dur diyecek kanun teklifi
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Kırıkkale Milletvekili Av. Halil Öztürk; kadın ile çocuğa ve özellikle boşanmış olsa dâhi eski eşe karşı işlenen istismar, şiddet, yaralama, cinayet ve diğer suçlarda Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) yer alan cezaların ağırlaştırılmasını hükmeden kanun teklifini TBMM Başkanlığına sundu.

ÇOCUK İSTİSMARI 10 YILDA 3 KAT ARTMIŞ DURUMDA
Kanun teklifi hakkında TBMM’de özel bir açıklama yapan MHP’li Öztürk; “Adalet
Bakanlığı’nın verilerine bakıldığında; Türkiye’de çocuk istismarıyla ilgili dava sayısı son 10 yılda 3 kat artmıştır ve Türkiye’deki cinsel suçların % 46’sı, çocuklara karşı işlenmiştir. Son yirmi yıldan bu yana 15 yaşın altında cinsel istismara uğratılarak doğum yapan çocuk sayısı 15 bin 937 olarak kayıtlara geçmiş durumdadır. Türk Ceza Kanunu’nda bu suçlara yönelik her ne kadar bazı ceza ve yaptırımlar bulunsa da, halen bu alanda mağduriyet giderecek atılması gereken adımlar bulunmaktadır.” dedi.

TEKLİFLE HANGİ CEZALAR AĞIRLAŞIYOR
TBMM’ye vermiş olduğu kanun teklifinin TCK’da hangi suçları ağırlaştırdığını da açıklayan milletvekili Öztürk; “Kanun teklifimiz ile TCK’de ‘Kasten Adam Öldürme’ başlığı ile yer alan 82’nci maddede değişiklik yapılarak, daha önce kanun metninde olmayan aralarında evlilik birliği kalmamış olsa dâhi ‘eski eş’ de ceza kapsamı içine alınmıştır. Yine TCK’daki ‘Kasten Yaralama’ başlıklı 86’ncı maddede de benzer değişiklik yapılarak, ‘eski eş’ burada da ceza kapsamı içine dâhil edilmiş, ayrıca madde kapsamına ‘çocuk’ da dâhil edilmiştir. ‘Eziyet’ başlıklı 96’ncı maddeye de daha önce olmayan hem ‘eski eş, hem ‘çocuk’ ibaresi eklenerek bu alanda yaşanan mağduriyet giderilmek istenmiştir. Kanun teklifimiz ile ‘Kişiyi Hürriyetinden Yoksun Kılma’ başlıklı TCK’nın 109’uncu maddesinde de değişiklik öngörülerek ‘eski eş’ ve ‘çocuğa karşı işlenen bu suç kapsam içine alınmıştır. TCK’daki
‘müstehcenlik’ başlıklı 226’ncı madde de değişik yapılmasını öngören teklifimiz özellikle sosyal medya ve internet ortamında çocuk istismarı ve çocukların cinsel içeriklerinin kullanımının cezaları artırılarak, bu önemli suç tipinde caydırıcılık amaçlanmıştır.” diyerek, kanun teklifinde yer alan düzenlemelerin Türkiye’de ilk olduğunu dile getirdi.

ALEV SEÇER CİNAYETİNİ ÖRNEK VERDİ
TBMM’deki açıklamasında geçtiğimiz ay kamuoyunda da yer alan Çorum’da işlenen Alev Seçer cinayetine de değinen milletvekili Öztürk; “Cinayetin sebebi, tarafların evlilik birliği sürecindeki husumetten kaynaklanmakta olup, evlilik birliği içerisinde kadının öldürülmesi halinde fail, ağırlaştırılmış müebbet cezası ile cezalandırılabilecekti. Ancak evlilik birliği bitiminde ve fakat yine evlilik sürecinden kaynaklı geçimsizliğin neden olduğu ölümlerde fail, sadece müebbet hapis cezası ile cezalandırılabilecektir. Kanun Teklifimiz ile öngördüğümüz Türk Ceza Kanunu’ndaki değişiklik ile boşanma sürecinden sonra kadına yönelik, kasten öldürmenin, yaralamanın, şiddetin, eziyetin, hürriyetten alıkoymanın, cezasının artırılması amaçlanmaktadır.” diyerek, kadın ve çocuğa karşı işlenen her türlü istismarın cezasının artırılması gerekliliğini savundu.

ÇOCUKLARA KARŞI YENİ SUÇ, ‘ÇEVRİM İÇİ ÇOCUK İSTİSMARI’NA AĞIR CEZA
Kanun Teklifiyle tüm dünyada hızla yayılan ve yeni bir suç olarak tanımlanan ‘Çevrim İçi Çocuk İstismarına karşı ceza ve düzenlemelerin de yer aldığını vurgulayan MHP’li Öztürk açıklamasına şu şekilde devam etti: “Özellikte tüm Dünya’ya yayılmış bulunan Kovid-19 salgın hastalığının pandemi olarak kabul edilmesinin ardından, ülkemizin de dâhil olduğu pek çok ülkede, başta eğitim ve çalışma hayatında alınan tedbirler kapsamında çocukların internet ve internet kullanımını sağlayan araçlara erişimi hızlı bir şekilde artmıştır. Sosyal paylaşım sitelerinde hesap oluşturma yaşı 13 olmasına karşın ‘Çevrimiçi Çocuklar Projesi Türkiye’ verilerine göre sosyal paylaşım sitesinde hesabı olduğunu belirten çocukların üçte biri 13 yaşın altıdadır. Çocuklar; fiziksel, sosyal ve duygusal olarak gelişim basamaklarının başında olduklarından, bedensel-ruhsal-cinsel gelişim konusundaki bilgi eksikliklerinden, iyiyi kötüyü ayırt etmedeki sınırlılıklarından, herkese kolayca güvenebilmelerinden dolayı internet ortamında ihmal ve istismara açıktırlar. İngilizce tanımı ‘Cyber Grooming’ olan, yani sanal ayartma (Çevrim İçi Çocuk İstismarı); internet ortamında bir yetişkinin kendini çocuk olarak tanıtması, bu şekilde sanal ortamda tanıştığı çocukların güvenini kazanarak sanal ya da gerçek dünyada istismar etmesidir. ‘Çevrim İçi Çocuk İstismarı’; çocuk istismarının yeni türü olarak karşımıza çıkmaktadır. Sanal ayartma, bir çocukla internet üzerinden iletişime geçerek cinsel faaliyetlerde bulunmasını sağlamak için çocuğu cezbetmek, kendi amacı doğrultusunda yönlendirmek ya da teşvik etmektir. Cinsel faaliyet suçlu ile fiziksel buluşmadan öte, web kamerası aracılığıyla çocuğun cinsel istismarı ya da çocuk tarafından oluşturulmuş cinsel içeriğin bulundurulması gibi hareketleri de içermektedir. Hızla gelişen ve giderek tehlikeli bir hâl alan bu yeni (Çevrim İçi Çocuk İstismarı) suç tipi ile ilgili olarak, siber suçlara karşı stratejik önceliklere ve online cinsel şiddete karşı çocukların korunmasına ilişkin önleyici ve koruyucu tedbirleri almak ve mevzuatı tamamlamak için Türkiye’nin taraf olduğu Lanzarote Sözleşmesi ile çerçevesi çizilmiştir.

Kanun teklifimiz ile Türk Ceza Kanunu’nda bulunmayan ve yeni ihdas edilecek mezkur madde ile taraf olduğumuz 2007 yılında İspanya’da imzalanan Lanzarote Sözleşmesi’nin bu alanda öngördüğü yasal düzenleme de karşılanmış olacaktır. Teklifimizle; TCK’nın 105’inci maddesine ek bir fıkra eklenerek; “Çevrim İçi Çocuk İstismarı” ve ”Sanal ayartma” olgusu ve barındırdığı tehlikelerin neden olacağı mağduriyetin cezalandırılması öngörülmektedir.” diyerek, bu kanun teklifinin yanı sıra ikinci bir kanun teklifi daha olduğunu açıkladı.

MAĞDUR KADINA ADLİ YARDIM
TBMM’deki açıklamasında mağdur kadınlara yönelik ikinci bir Kanun teklifi daha olduğunu açıklayan MHP’li Öztürk; “Bu ikinci Kanun Teklifimiz ile 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’a ek bir madde eklenerek; kadına karşı şiddet meydana gelmeden önce şiddetin ortaya çıkmasını engellemek veya şiddetin ortaya çıkması ile birlikte tekrarını önlemek maksadı ile kadının başvurabileceği hukuki hak arama yolları ile ilgili karar verme sürecinde mali kaygılarının bir bölümünü azaltarak, yargılama giderleri, karşı taraf vekâlet ücreti ve avans giderleri yönünden şiddet mağduruna destek sağlanması öngörülmekteyiz. Buradaki amacımız; mağdur kadının, şiddet öncesinde veya şiddetin emareleri ortaya çıktığında hukuki yollara başvuru konusunda, mali herhangi bir malî kaygı taşımadan etkili ve doğru karar verebilmesidir. Çünkü mağdur kadın genellikle mahkeme masrafları ve diğer masrafları düşünerek, şiddet öncesinde veya şiddetin emareleri ortaya çıktığında, bu mali yük nedeniyle çekingen kalmakta ve şiddete katlanmaktadır. Diğer yandan mevzuatımızda yer alan düzenlemeler genel olarak ekonomik, psikolojik veya fiziki şiddetin fiilen ortaya çıkmasından sonraki aşamaya dair olduğundan kadının ve çocukların korunması hususunda önleyici tedbirler ikincil planda kalmaktadır. Tüm bu mağduriyetleri ortadan kaldıracak kanun tekliflerimizin kısa sürede yasalaşacağını ümit ediyorum.” diyerek, Milliyetçi Hareket Partisi’nin her alanda mağdurun yanında olmaya devam edeceğini söyledi.
 


HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.