Evlat acısı unutulmuyor 

Vatan görevini yürütmek amacıyla Şırnak’ın Silopi ilçesinde Piyade Komando Er olarak görev yapan Ayhan Baran, teskeresine 35 gün kala şehit düştü.

ACISI ASLA GEÇMEYECEK 
7 kardeşli bir ailenin çocuğu olan Ayhan Baran, 28 Temmuz 1996 yılında Şırnak’ın Silopi ilçesinde teskeresine 35 gün kala, terör örgütüyle girdiği çatışmada 21 yaşında şehit düştü. Evlatlarına vatan toprağına vermenin üzerinden 26 yıl geçse de acıları aynı tazelikte kalan Baran ailesi, oğullarını anmadıkları bir gün dahi olmuyor. Gençliğinin baharında hayalleri yarıda kalan şehit Baran’ın annesi Sultan ve babası Hüseyin, çocuklarının hayalinin biran olsun gözlerinin önünden gitmediğini ifade ediyor. Şehit Baran’ın yemeklerden en çok fasulyeyi sevdiğini dile getiren ailesi, “26 yıldır ocağımızda fasulye kaynamaz” diyor.


ONU ÇOK ÖZLÜYORUZ 
Oğlunu çok zorluklar içerisinde büyüttüklerini ifade eden şehit babası Hüseyin Baran, “Benim yavrum çok iyi bir insandı. Aradan geçen onca yılara rağmen hala çok özlüyorum. Acısını asla ve asla dindiremiyoruz. Askerliğini bitirmek için izne dahi gelmemişti. O yıllarda mektuplarla, telefonlarla konuşurduk. İzin hakkım az, gelsem tekrar gideceğim derdi o yüzden izne gelmedi.  Ayhan’ın ilk önce çatışmada yaralandığını, tedavi için hastaneye kaldırıldığını söylediler. Ama ben onun şehit olduğunu hissettim” dedi.


HER ZAMAN BİZİ DÜŞÜNÜRDÜ 
O ilk haber acısının asla geçmediğini ifade eden Baran, “Biz çocuğumuzu yokluklar içinde büyüttük. Kendi geçimimizi zor sağlayan ama çok mutlu bir aileydik. Ayhan çok iyi bir çocuktu, kimseyi incitmez kırmazdı. Teskeresine 35 gün vardı, kendi gelemeden dönülmez ebedi yola gitti. Şimdi aramızda olsaydı yaşayamadığımız ne varsa yaşardık. Her zaman ailesini düşünür maddi ve manevi destek olmaya çalışırdı.”

AKLIMIZDAN ASLA ÇIKMIYOR 
“Onca yıl geçmesine rağmen asla unutmadık, unutmayacağız. İnsanın evladı unutulur mu? Bu çok ağır bir duygu. Nama kılarken, uyurken, otururken, giderken yani hiçbir zaman aklımdan çıkmıyor. Elimizden dua etmekten başka bir şey gelmiyor. Geride diğer evlatlarım var benim değil Allah’ın. Ayhan’ın yeri bizim için çok ayrıydı. Çok ağır başlı, efendi, sessiz sedasız bir çocuktu. Aldığı her haftalığı bize getirirdi. Oğlum, 'bak oğlum eğer harçlığın yoksa kalsın' derdim. Yok, baba benim harçlığım var derdi. Öyle bir huyu vardı.” 


ONUN DUYGULARI BİR BAŞKA
Şehit annesi Sultan Baran, “Onu asla unutamıyoruz. Evin köşesinde oturur, her zaman işten çıkmasını beklerdim.  Onun yokluğu bizi çok ama çok üzdü. Yavrumu kaybettiğim için bende hastalandım. Ayhan’ım fasulye yemeğini çok severdi. Biz ocağa 26 yıldır bu yemeği koymuyoruz. O çok severdi, ailemizde o yemeği yiyen yok hala. Onun duyguları bir başka. Hiç aklımızdan, kalbimizden gitmiyor. Ayhan bir yana 6 çocuk bir yanaydı. Hiçbir yaşam yaşayamadı, bir gün göremedi. Yokluklar içerisinde dünyaya geldi.”


HASTAYDI KUCAĞIMDA, SIRTIMDA TAŞIDIM
“Benim Ayhan ile çok anılarım var, çok duygularım var. Cenabı Allah ona öyle emretmiş, onu öyle aldı gitti. Çocuklarıma düğün ettim o yoktu içlerinde. Çok acılar gördüm, çok şeyler çektim. Onun üzüntüleri beni böyle mahvetti. Söyleyecek çok şey varda konuşamıyorum. Hastaydı kucağımda, sırtımda taşıdım. Demek ki nasip kısmeti öyleymiş. Onun ekmeğini yedik. Rabbim hayırlısını versin. Kapıdan gelince her gün derdi ki Anne bugün nasıl rahatın geçti, ne var ne yok. Pişirdiğim yemeğin kokusunu alırdı.” 

EVLAT ACISI, CİĞER ACISI UNUTULMUYOR
“Sevmediği yemekte olsa hep birlikte bizimle oturur yerdi. Babası işi gereği çoğu zaman çocuklarıyla vakit geçiremezdi. O dönemlerde zor şartlarda olduğumuz için babası çok çalışırdı.  Evlat acısı, ciğer acısı unutulmuyor.  Ondan bir küçüğü var en küçüğü, aynı ona benziyor. Derdi ki; buraya bir ev yapacağız, hepimiz burada oturacağız anne. Hep birlikte çok güzel şekilde yaşayıp gideceğiz diye her zaman hayaller kurardı.”

DÜNYAMIZ YIKILDI ALTINDA KALDI
“Bir insanın evladını kaybetmesi çok zor bir duyguymuş. Şehit annesi olmak ise ayrı bir gurur ve duygu. Oğlumu kaybettikten sonra sağlığımı kaybettim, düzen tutmadım. Anne günüm çok az kaldı geleceğim diyordu. Şehit olmadan 2-3 gün önce telefonla konuşmuştuk. Bizi çok özlediğini söylemişti. Yavrumun kokusuna hasretim, varlığına hasretim. Dedim ya bir insanın evladını kaybetmesi çok zor bir durum. Allah kimseye bu acıyı vermesin. Ahiret gününde kavuşacağımız günü bekleyerek sabrediyoruz. 

BU ATEŞ YÜREĞİMİZİ YAKIYOR 
“Allah bütün şehitlerimize rahmet, ailelerine sabır versin. Gazilerimize ise hayırlı ömürler versin. Bu topraklarda vatan evlatları olduğu müddetçe, hainler bizden asla ve asla toprak alamayacak. Ben bir oğlumu vatan için verdim, vatan için bütün canımız feda olsun. Sadece şunu özellikle belirtmek istiyorum dışarıda herkes bizi mutlu gibi görüyor lakin bu acının her geçen gün yüreğimizi kavurduğunu kimse bilmiyor. Allah bütün Mehmetçiklerimize, askerimize, polisimize hayırlı görevler versin, acılarını göstermesin” dedi.

Haber: Ahmet Gökdemir


HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.