Saygılı olmak!

Köşe Yazarı Alaaddin Güneşer'in 'Saygılı olmak!' adlı makalesi.

     Bir toplum düşünün dinleyen, olumlu gözler ile süzen, süzdüğünden ders alan, hayatına tatbik eden, verdiği sözde duran, yanlışında özür dilemesini bilen, kanmayan, kandırmayan, yalan söylemeyen, haksız iken haklı olduğunu savunmayan, suçlamayan, yanlışı önce kendinde arayan, söylediklerinden dolayı toplumun bazı kesimleri tarafından sevilmese de onları seven. Böyle olsa ne güzel bir toplum olurduk. Huzur dolu bir bedene sahip, değer veren ve değer gören saygıdeğer biri olmak nede güzel olurdu.
     Söylediğinin doğru olmadığını bile bile yapmış olduğu yanlışta ısrar eden, konuştuğu zaman sırf kendi kazanımları doğrultusunda konuşan, sürekli taciz kar bir davranış sergileyen, rahatsızlık veren, kendi keyfiyeti uğruna bir çok toplum değerlerini ayaklar altına alan, inandığı değerleri savunuyormuş gibi görünüp zıt bir hayat süren saygı göstermesini bilmeyen insanların saygı beklemesi kişinin kendi yalanlarını beden dili ile haykırmasından başka bir şey olmasa gerek.
     Bu gibi davranışlara maruz kalan insanların haklarını hak çerçevesi içerisinde arama gayretleri işine gelmeyenler tarafından aykırılık, sorunlu insan olarak nitelendirilmekte olup, suçlama yapanların sorunlu ya da aykırı davranışlarının ne kadar da haksız olduğunu toplumun idrakine sebep teşkil etmektedir.
     İşinden evine yorgun gelen bir insanın gece yarılarına kadar gürültü yapılarak taciz edilmesi, gece yarısı pervasızca araba kornasının kullanılması, idarecilerin görev ve yetkilerini yanlışları sürdürmek için kullanmaları, kişileri tanımadan insanların insanlara ön yargılı olarak yaşlaşması, dinlemeden yalanlama gayretleri toplumda güven ortamını derinden sarsmış, insanlar her attıkları adımları kayıt altına alma gereksinimleri toplumumuzun bir gerçeği haline gelmiştir.
     ''En güzel insan kendi ayıpları ile uğraşan insandır'' sözüne teslim olanların iğneyi kendilerine batırmadan ellerinde ki çuvaldızı karşısında ki insana batırma gayretleri toplumumuzun ne durumda olduğunun açık beyanı olsa gerek. Saygı hak edene gösterilir. Saygı bekleyenlerin de saygı göstermesi gerekmez mi.
     Kendinde güç olduğunu zannedenler sakat kalacağınız bir trafik kazası kadar güçlüsünüz, dünya malı olanlar bir deprem gerçeği yada afet karşısında ne kadar güçlüler düşünmezler mi hiç. Ölüm elimizde ki bütün gerçeğin aslında bir hiç olduğunu bize hiç hatırlatmaz mı. Sizlere verilenlerin bir karşılığı yok mu sanıyorsunuz siz. Saygılarımla...

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yazar Yazıları Haberleri